top of page

Deprem ve Teknoloji

23 Nisan 2025’te İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, hepimize unuttuğumuz bir gerçeği yeniden hatırlattı: Depremler bir gün değil, her gün kapımızda.

Sarsıntı sadece birkaç saniye sürdü ama etkisi çok daha uzun sürdü. Panik, bilgi karmaşası, “daha büyüğü gelecek mi?” soruları… İstanbul sadece sarsılmadı; aynı zamanda bir bilinmezliğe uyandı.


Peki bu bilinmezliğe karşı elimizde ne var?

Teknoloji ve bilim.


Yapay Zekâ (YZ) Depremleri Tahmin Edebilir mi?

Kısa cevap: Henüz tam olarak değil.

Ama uzun cevap çok daha umut verici.


YZ algoritmaları artık geçmiş sismik verileri analiz ederek, belirli bölgelerde artan riskleri önceden fark edebiliyor. Çin’de yapılan bir çalışmada, bir algoritma 14 depremi bir hafta önceden doğru tahmin etti. Bu, "tarih ve saat" tahmini değil ama "yakın bir risk" uyarısı.


Ayrıca, YZ mikro depremleri tespit ederek büyük depremlerden önceki hareketleri izleyebiliyor. Bu, tahminden çok “ön sinyalleri okuma” alanında büyük bir sıçrama.


Kahramanmaraş Depremi
Kahramanmaraş Depremi

Sensör Ağları ve Büyük Veri: Yerin Nabzını Tutan Sistemler

Japonya’da 4.000’den fazla sismik sensör anbean veri topluyor. ABD’de ShakeAlert sistemi 1.000’in üzerinde istasyondan gelen sinyalleri saniyeler içinde değerlendiriyor.


Google’ın Android cihazları da artık birer deprem sensörü gibi çalışıyor. Cep telefonundaki ivmeölçer, sarsıntıyı algılayıp veriyi sisteme gönderiyor. Bu "vatandaş sensör" ağı, teknolojiyi milyonların cebine getiriyor.


Uzaydan Bakış: Uydu ile Deprem Takibi

Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) uyduları, yeryüzünde milimetrelik değişimleri bile fark ediyor. 1999 İzmit depreminde bu teknolojiyle zemindeki kaymalar net şekilde ölçüldü. Bugün çok daha gelişmiş sistemler var.


GPS tabanlı sistemler sayesinde, bir fay hattındaki gerilimin yıllar içindeki artışı bile takip edilebiliyor. Gelecekte bu verilerle olası kırılmaları önceden öngörmek mümkün olabilir.


Sismik Dalgalar

Erken Uyarı Sistemleri: Saniyelerle Hayatlar Kurtulabilir

Deprem başladıktan hemen sonra, yıkıcı dalgalar gelmeden önce birkaç saniyelik fark kazanmak mümkün. Japonya ve ABD bunu başarıyla uyguluyor.


Bu sistemler sayesinde trenler fren yapıyor, gaz vanaları kapanıyor, hatta ameliyatlar bile durdurulabiliyor.


Peki Türkiye’de durum ne? Marmara Bölgesi'nde sanayi tesisleri için bazı sistemler var ama bunların topluma yaygınlaştırılması gerekiyor. İstanbul gibi bir şehir için her saniye altın değerinde.


Akıllı Şehirler: Depremle Otomatik Savaşan Altyapılar

Akıllı şehir sistemleriyle deprem sırasında şehir refleks gösterebilir. Gaz otomatik kesilebilir, elektrik ağları devre dışı kalabilir, trafik ışıkları senkronize durabilir.


Sensörlerle donatılmış binalar hasar aldığında bunu merkeze bildirir. 'Drone'lar, kameralardan gelen görüntülerle birlikte arama kurtarma ekiplerine yön verir. Şehir, kendi içinde organize olur.


Dayanıklı Yapılar: Sarsıntıya Dirençli Yeni Nesil Binalar

En büyük can kayıpları kötü yapılardan geliyor. Ama artık sismik sönümleyiciler, temel izolasyonları ve yeni malzemelerle binalar çok daha dirençli hale geliyor.


Türkiye’de bazı yeni hastaneler temel izolasyonu sayesinde büyük depremleri hasarsız atlattı. Yüksek katlı yapılarda kütle sönümleyiciler kullanılıyor. Ahşap yapı teknolojileri bile geri döndü – çünkü esneklik hayatta kalmak demek.


 

Depremden Sonra Ne Oluyor? Müdahalede Teknoloji Farkı

Depremden sonraki ilk saatler hayati. Arama kurtarma robotları, ‘drone’lar ve uydu görüntüleriyle desteklenen YZ sistemleri sayesinde bu süreç çok daha hızlı.


Uydu internet sistemleri (örneğin Starlink), iletişimin koptuğu yerlere bağlantı sağlıyor. YZ, nerede yıkım daha büyükse oraya öncelik verilmesini sağlıyor.


Teknoloji, artık sadece tahmin değil, kriz anında da çözüm.


23 Nisan 2025’te yaşadığımız deprem bir uyarıydı. Şimdi mesele şu: Bu uyarıya kulak verip harekete geçecek miyiz?


YZ, sensörler, uydular, akıllı altyapılar ve yeni mühendislik çözümleri bize muazzam bir güç veriyor. Ama bu gücü sadece yatırımla, eğitimle ve farkındalıkla anlamlı hale getirebiliriz.


Depremler kaçınılmaz. Ama yıkım kader değil.

1 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
5 üzerinden 5 yıldız

🙌

Beğen
bottom of page